BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri;
İktidarları boyunca uyguladıkları ekonomik politikalarla halktan aldıklarını, küçük bir azınlığa
servet olarak aktardılar. Yine bu süreçte, her üç ayda bir medya karşısına çıkıp övünerek
anlattıkları ekonomik büyümenin, ülkedeki işsizliği azaltmadığını, gelir eşitsizliğini
derinleştirdiğini ve gerçek anlamda bir kalkınma ortaya çıkarmadığını görmezden geldiler.
Üstelik uyguladıkları ekonomik politikalar, her başarısızlığa uğradığında sürekli gelir kaybı
yaşayan bizlerden fedakârlık isteyip seferberlik çağrıları yaparak ufak tefek birikimlerimize
göz diktiler.
Değerli Basın Emekçileri;
Bizler bu ekonomik krizin sebebi değil, mağdurlarıyız. Ekonomik krizin derinleştiği süreçte
iktidarın en üste makamından kriz varsa fırsat vardır, iş insanlarımız bu krizi fırsata
çevireceklerine ve daha büyük karlar elde edeceklerine inanıyorum diyerek, ülkedeki
sermaye sahiplerinin bu krizi nasıl değerlendirmeleri gerektiği beyan etmiştir. Pandemi ve
sonrasında yaşanan süreçte, şirketler devasa karlar açıklamıştır. Yine bu süreçte finans
kurumları %500 ve üzeri karlar açıklayarak, kendilerine sunulan kriz ortamından nasıl
faydalanmaları gerektiği kanıtlamışlardır. Başta finans kurumları olmak üzere, bütün sermaye
grupları devasa karlar elde ettiklerini beyan ettikleri bir dönemde, bizlerin yaşadığı
yoksullaşmaya Çözüm olarak masalarımızdaki tabakları küçültmemiz istenmiştir.
Değerli Basın Emekçileri;
Seçim sürecinde krizi görmezden gelen ve kamu kaynaklarını har vurup harman savuran
iktidar, 2028 yılına kadar seçim olmayacağı saiki üzerinden 13 Mayıs’ta “kamuda tasarruf ve
verimlilik paketi” açıkladı. Açıklanan sözde tasarruf paketinde, kazanılmış haklarımızı ortadan
kaldıran düzenlemelerin yanında, kamuda istihdamı emekli olanların yerine alınacak
personelle sınırlandırarak genç istihdamının önünü kapatmış ve artık bir ağır angarya haline
gelen kamudaki iş yoğunluğunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir.
Biz bu açıklanan ve bir türlü uygulanmayan sözüm ona onlarca tasarruf paketi gibi bu
tasarruf paketinin de bizlerin kazanılmış haklarımızın ortadan kaldırılmasının dışında bir amaç
gütmediğini biliyoruz.
Onun için diyoruz ki, eğer gerçekten tasarruf yapılacaksa;
• Fedakarlığı biz emekçiler değil, gereksiz bir lüks ve şatafat içinde yaşamayı itibar
sayanlar yapmalıdır. Kamu kaynakları üzerinden olağan üstü gelir elde edenler,
birden fazla yerden maaş, huzur hakkı vb. verilen yandaş partili yönetici ve
bürokratların gelirlerinden tasarruf yapılmalıdır.
• Kamunun yarattığı istihdam olanaklarını söz verdikleri halde kaldırmadıkları
mülakat hırsızlığı yoluyla liyakatten uzak, niteliksiz kadroları işe alanlar tasarruf
yapmalıdırlar.
• Ekonomik kaynaklarımıza el koyan faiz ve rant sahipleri yapmalıdır.
• Kamu-özel iş birliği ortaklığı adı altında kendilerine servet aktarılanlar yapmalıdır.
• Kur korumalı mevduat sistemiyle Merkez Bankasının 833 milyar lira dolandıranlar
fedakârlık yapmalıdır.
• Rant, faiz, kur korumalı mevduata ve kamu özel iş birliği yoluyla servet
aktarılanlardan servet vergisi alınması için vakit kayıp etmeden acil düzenleme
yapılmalıdır.
Değerli Basın Emekçileri;
Her ekonomik kriz döneminde biz kamu emekçilerini ve yoksulları aynı gemideyiz safsatası
üzerinden fedakârlık yapmaya davet eden iktidar ve onu beslemesi sermaye sahiplerine;
yaratılan her krizden sizler daha fazla kar ve servet elde ederek çıktığınız halde, bizlerle nasıl
ve hangi koşullarda aynı gemide olduğumuzu sormak istiyoruz. Ve diyoruz ki, hayır bizler
sizlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık, maalesef olamayacağız da. Çünkü sizler krizlerden
devasa karlar elde ederek geminizi yürütürken, bizler her krizden sonra daha fazla
yoksullaştık.
Bunun için bizleri daha fazla mağdur etmeden;
• Başta mücadeleyle elde ettiğimiz servis hakkımıza dokunulmamalı ve servis hakkı
olmayan bütün emekçiler için servis imkânı verilmeli, verilemeyen yerlerde
emekçilere yol ücreti ödenmesini talep ediyoruz.
• İnsan onuruna yaraşır bir ücret ve refah payı verilmesini talep ediyoruz.
• Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilmesini ve ek ödemelerin temel ücrete
yansıtılması için acil yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz.
• Ücretsiz, nitelikli öğlen yemeği verilmesini talep ediyoruz.
• Bütün Emekçilere ücretsiz, nitelikli öğlen yemeği ve kira yardımı yapılmasını talep
ediyoruz.
• Artık bir angaryaya dönüşen iş yoğunluğunun azaltılması ve acil personel
alınmasını talep ediyoruz.
• İş yerlerimizde ebeveyn hakkı olan kreş ve emzirme odalarının açılmasını talep
ediyoruz.
• Mülakat haksızlığına son verilmesi ve kurum sınavlarında liyakatin esas alınması
için yasal düzenleme yapılmasını talep ediyoruz.
Değerli Basın Emekçileri;
Buradan iktidar ve yandaşı sermaye sahiplerini uyarıyoruz. Yarattığınız kriz sonucunda devasa
karlar elde ettiğiniz halde, sanki aynı hayatı yaşıyormuşuz gibi bizleri her seferinde, “aynı
gemideyiz safsatası altında yeniden ve yeniden fedakârlık yapmaya çağırmaktan vaz geçin.
Bu çağrılarınız inandırıcı olmadığı gibi, yaşam pratiğinde de bir karşılığı bulunamamaktadır.
Sizler bu kriz sofralarından daha fazla servetle ayrılırken, biz emekçilerin daha fazla
yoksullaştığını biliyoruz. Bunun için bu krizden kimler ceplerini doldurup, servetlerine servet
kattıysa krizin bedelini de onların ödemesi için mücadeleyi büyüterek sürdüreceğimizi
buradan ilan ediyoruz.
BİRLİKTE MÜCADELE EDİYORUZ, BİRLİKTE KAZANACAĞIZ!
GENEL
15 saat önceDUNYA
15 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
5 gün önceDUNYA
5 gün önceASAYİŞ
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önce